SINAV KAYGISI
12 Mart 2015
Üniversite sınavının yaklaştığı şu günlerde hem sınava girecek öğrencilerde hem de onların anne babalarında stres ve heyecan düzeyi artmakta. Hatta çoğu zaman anne ve babalarda heyecanın ve kaygının öğrenciden daha fazla olduğunu görüyoruz. Sınav yaklaştıkça sınav stresi ve sınav heyecanı nedeniyle psikiyatri polikliniklerine başvuruların arttığını görüyoruz. Ve bu başvurular genelde öğrencilerin ebeveynleri ile polikliniğe gelmeleri veya ebeveynleri tarafından polikliniğe getirilmeleri şeklinde oluyor. Getirilmeleri dedim çünkü çoğunlukla sınav için normal düzeyde stres ve kaygı yaşayan öğrencinin yanında çok kaygılı ebeveynler görüyoruz. Adeta anne ve babalar kendi stresleri ve aşırı heyecanları nedeniyle çocuklarını alıp getirmişler gibi. Ve buradan da anlıyoruz ki sınav sadece öğrencileri değil, öğrencinin tüm çevresini etkilemekte. Durum böyle olunca da öğrenciden beklentiler artmakta ve tüm gözler üzerinde olan öğrencinin de sınav yaklaştıkça korkusu artmakta. Kaygı da artmaktadır. Ancak bu kaygının zemininde olan asıl duygu korkudur. Ve her geçen gün öğrenci ve ailesi bir kısır döngüye girmekte ve yaşamakta olduğu duyguları bile doğru değerlendirilemez duruma gelmektedir. Bunu şuradan anlıyoruz; sınav yaklaştıkça yapılan başvuruların belki de tamamında zamanı yetiştiremiyor olma ve sınav anında da böyle olacağı endişesi yer almaktadır. Ancak velilerin ve öğrencilerin bilmesi gereken en önemli şeylerden biri de sınava hazırlık süresince zamanı doğru kullanmayı öğrenmektir. Zamanı doğru kullanabilmek veya süreyi yetiştirebilmek bir gecede elde edilebilecek bir yetenek olmadığı gibi bir ilaçla da çözülebilecek bir hastalık değildir. Sınava hazırlık süresince kazanabilecek bir alışkanlık, konulara hakim olma ve bilgi birikimiyle elde edilebilecek bir durumdur. Hazırlık süresince konuları yeterince anlayacak kadar çalışmamış olma veya soruları uzun sürede çözmeye alışma durumu sınav yaklaştıkça yapılan deneme sınavlarında sürenin yetişmemesi şeklinde kendini göstermekte ve bu da zaman kısalttıkça kaygı ve korkuyu arttırmaktadır. Çoğu zamanda öğrenci ve velilerden duyduğumuz cümle "konuyu biliyor ancak süreyi yetiştiremiyor" cümlesidir. Şunu unutmamak lazım; üniversite sınavları soruyu doğru yapmanızı değil, soruları bir dakika içinde doğru yapmanızı istiyor. Bunun için de konulara son derece hakim olmak, soru çözme tekniklerini iyi öğrenmek ve sınava hazırlık süresince de soruları cevaplarken evde bile olunsa uzun süre ayırmak yerine kısa sürede dikkat toparlamayı ve soruyu anlamayı alışkanlık haline getirmek gerekmektedir. Yani sınavların bilgi ölçmenin yanı sıra teknik ölçtüğünü de unutmamalı çalışma planımızı da ona göre yapmalıyız. Sınava bir kaç günün kalmış olması nedeniyle yapılacak en önemli şey mevcut bilgilerimizin neler olduğunu gözden geçirmek ve bu konularla ilgili gelen soruları en iyi şekilde yapabilmek için de stresimizi arttıracak ortam ve konuşmalardan biraz uzak durmaktır. Ve çalışma temposunu biraz düşürüp rahatlayacağınız aktivitelerde bulunmak fayda sağlayacaktır. Sınav öncesi ve sınav anında ise hem öğrenci hem de veliler nefes egzersizi yaparak stresi az da olsa atlatabilirler. Ve hiçbir sınavın kişinin sağlığından daha değerli olmadığını da asla unutmamak gerekir. Sınavda tüm öğrencilere başarılar dilerim.